gazinoda kumandayı üstüne zimmetlerler.

yaş ve bölümün alakası var gibi görünmekle beraber tamamen alakasız bir görev de verilebilir. Benim örneğim yönetim bilişim sistemleri>çaycı,gazinoda garson..hesabı sen yap.

bu tamamen gideceğin birliğe göre değişir. ben acemilikten sonra hepi topu 30-40 kişilik bir ilçe jandarma karakoluna gittim. iki kısa dönem çavuştuk. birimiz dış kurye oldu. ötekimiz, yani ben de bir çavuşun yapacağı ne kadar iş varsa onu oldum. yazıcı falan uzun dönem tercih ettiler her haltı öğreticez, 4 ay sonra gidecek diye kısa dönem istemediler. gündüzcü bölük çavuşu oldum, revirci oldum, kantinci oldum, araç komutanı oldum, hiçbirini olmadığım dönemde normal asker olup nöbet tuttum.

santrale alırlar sizi büyük ihtimalle. benim avukat arkadaşım kısa dönem askerliğini santralde geçirdi. hele ki iletişimi görecekler ve başka bir şeye yönlendirecekler, zor.

gidin de kurtulun artık bence iş güç durumunuza göre.

Etkisi olabilir de olmayabilir de. bulunduğun yere bağlı. bu yüzden önceden kestirmek zor. ama ağır işlerden çok masabaşı işlere verilirsin. en kötü yerde bile - ki kendimden biliyorum- kısa dönem olmanın avantajı oluyor.

Askeriye için genelleme yapmak en büyük yanlış olur sanırım.. Görevli olduğun yerin komutanı hemşehrindir, bir bakmışsın sabahtan akşama kadar bilgisayar başındasın, biri seni sevmez, her akşam 3-5 nöbetindesindir..

Askerlik = şans...

Okuduğunuz bölüm ile alakalı bir yere alınmanızın bir kesinliği olmaz. Gittiğiniz birliğin ihtiyaç alanlarına göre değişiyor.
Aldıklarını düşünseler bile siz bir bağlantı kuramayabilirsiniz. Meslek alanında daha ciddi işler için asteğmenlere görev veriyorlar.
Pek çok inşaat mühendisi arkadaşım da kaldırım taşlarını taşımaktan öteye gidemediler.
Mesela ben grafik tasarım bölümü mezunuyum. Bir defasında yağlı boyadan anlayıp anlamadığımı sordular, farklı bir şey yapacağım diye sevinmişken, araba plakasının harfleri solmuş, onun boyasından bahsetmişler. Garip yani.
Ama yaşınızdan dolayı biraz şanslı olabilirsiniz, ağır iş yüklemezler gibime geliyor.

iletisim diye rdm ye verebilirler. burada tum gun oturursun piskolojik sorunlari olanlarin telefonunu beklersin. askerlik boyunca 1 kez telefon gelirse gelir. gittigim yerde bize kutuphane-kart dolum-vizite-arac komutanligi gibi rahat gorevler verilmisti. eger aralik-ocak ayini gormeyeceksen gorevlerin hepsi rahattir. bir an once gidip aradan cikartmak en iyisi olur..

outlook valla. başka var mıydı onu bile bilmiyorum :D memnunum outlooktan.

outlook bizdede.

Ben de outlook öneririm ancak şirket adresinize spam gelmesi çok kabul edilebilir bir durum değil. Sistem yöneticinize durumu aktardınız mı? Normalde sunucu tarafında kesilmesi gerekir.

eskiden outlook kullanan biri olarak artık gmail'e yönlendirme yapıyorum. yani gmail kullanıyorum. ev ve iş bilgisayarları arasında mail arama derdi filan olmuyor. her yerden bağlanılıyor.

En kolayı, iş emailinizi gmaile yönlendiriniz. Biraz düzenliyseniz dosya sistemini oturtup mailler geldiğinde mutlaka kendi dosyasına alınız. Hele bir de chrome kullanıyorsanız, tıpkı outlook gibi çalışa ana çok daha kolay olan bir gmail uygulaması yükler işi halledersiniz. Gmaile nereden girerseniz girin emailleriniz elinizin altında olur, kaybolmaz, yanmaz, kokmaz.

Gmail'e yönlendiriyorum ama 1 ocakta gelen güncellemeyle biraz zorlaştı o iş. POP3 tarafında SSL sertifikası falan eklemek gerekiyor. Gmail candır, onu kullansın herkes.

Outlook'a alışkınsanız iş yerinize söyleyin office365tr.org sitesini bir ziyaret etsin. Spam vs. uğraşmazsınız, sunucu derdiniz de ortadan kalkar. Gmail de beleş ve iyiydi fekat ssl muhabbetinden sonra pop3 sıkıntılı olmaya başladı.

Gmail, kendi arayuzu ile.

Isletmeniz icin domain'inizi alip Google Apps hesabi alarak Google uzerinden [email protected] gibi mailleri kullanabilirsiniz.

ekranı daha büyük olduğu için iPad.

ipad mini'de ipad 2 islemcisi var aklinda olsun ona gore karar ver.

işim sebebiyle ikisine de sahip biri olarak mini diyorum..eski ipad inanılmaz ağır geliyor bir süre sonra. Retina ekranı olsaydı zaten kıyas kabul etmezdi ancak yinede ipad mini..

ipad mini candır ya.. ipad ve diğerler 10" olanlar pek büyük. ele avuca sığmıyorlar.

ipad mini retina ekranlısı çıkana kadar alınmaz. çamur gibi görüntü. zaten bi kaç ayı kaldı.

inanma.

"Tamirci", "chip" değiştirebiliyorsa, hemen gerekli kredileri çekip yatırım yapmaya gidiyorum kendisine..

birebir aynı ifadeyle karşılaştım, yetkili servis ekran kartını komple değiştirmek gerek diyerek 300küsür lira masraf çıkarttığı için el mahkum kabul ettim, yaptılar ne değiştirdi ne yaptı bilmem ama 5-6 ay daha idare etti. şu an ise kendi ekranına görüntü vermiyor, lcd'ye bağlayarak kullanmaktayım.

chip ile ne kastettiğini bilemeyiz ancak kartın bazı noktalarına müdahele edebiliyorlar. Ayrıca 160tl yeni ekran kartı parası. Ebay'e bir bakmanızı öneririm.

laptoplarin ekran karti anakart uzerinde sabittir. degisme gibi bir sey olmaz. anca bir iki baglanti noktasi koptuysa oralari lehimleyebilir. o da tas catlasin 50tl olur. eger ekran karti gercekten bozuksa anakartin komple degismesi lazim. o da eger anakart cikma degilse 300-400tl den asagi olmaz. yani her sartta adam yiyo sizi. yetkili servise de bir gosterin bakalim.

İşlemci/grafik işlemcisi anakarttan mikroçatlaklarla ayrılıyor. Bu çakal servisler ısı tabancasını ile parçayı ısıtıp tekrar lehimlenmesini sağlıyor, 5-6 ay daha idare ediyor.

Gerçekten işlemci değiştirecekse ya da adam gibi bga rework yapacaksa 160 lira iyi fiyat. Ama sadece fırınlayacaksa anakartını evde kendin de yaprasın.

"laptoplarin ekran karti anakart uzerinde sabittir" bu bilgiyi nereden aldınız? Acer laptopum başta olmak üzere bir çok marka anakarttan bağımsız olarak çıkarılabilen ekran kartı kullanıyor.

crucio yanlış bilgi veriyorsun.

büyük ihtimalle ekran kartı çipseti gitmiş. eski laptopumda da olmuştu, tabii o zaman işi bilmediğimizden ibneler ısı tabancasıyla ısıtıp veriyorlardı. bga rework'e götürene kadar makina bitmişti zaten.

özet: bga rework varsa götür. var derlerse inanma makinayı gör. pahalı bir alet her yerde yok.

image.made-in-china.com

bilirkişi olarak cevap veriyorum; sakın ama sakın kanma hacı altı üstü ekran kartının çipine ısıtma işlemi uygulayacak ve bunun piyasadaki değeri 30 tl'den başlayıp 60-70-90 tl gibi fiyatlara yaparlar, en azından ben 65 tl fiyatına bunu yapıyorum. çip değişimi gibi bir şey söz konusu bile değil tümleşik ekran kartlarının ana kart üzerinden sökümü ve değişimi söz konusu değildir, harici ekran kartları tabiki değişir.

son olarak "skatheist" aynı sorun sende de mevcut ve seni çok pis keklemişler hacı kusura bakma sende git bu ısıtma işlemini yaptır ve geri normal kullan bilgisayarını, ısıtma işlemi evlerde yapılabilecek bir şey değildir sakın denemeyin elinize alırsınız anakartı.

Vega-Bihaber

Pepee ağlıyor.

aranız iyiyse, olma ihtimali varsa

travis - closer

umutsuz aşıksanız

travis- happy to hang around.

4 senelik ilişkimin başlangıç şarkılarıydı diyeyim size. yakın arkadaşımdı, şimdi sevgiliyiz 4 senedir.

radiohead-house of cards

www.youtube.com

www.youtube.com

let me kiss you? klasik platonik şarkısı.

b

uzun.

b) biraz uzun. ama sıkıntı yaratılıcak bir şey değildir bu. şahsen ben 1.84'üm no problemo..

edit: ben erkek olduğum için no problemo:)

bunu sorduğunuza göre boyunuz ya o civarda ya da daha kısa diye düşünüyorum. 1.70'lik ben olarak düşündüğümde c)aşırı uzunu seçiyor, beni dövebilecek kadınla beraber olmam diyorum..

ülkemizin boy artalaması 1.50iken uzun demek pek yeterli değil bence aşırı uzun

b buçuk.
ortalamaya göre birazdan fazla uzun ama aşırı da değil.

topukluyla 1.95 olabileceğini düşünerek aşırı uzun demek lazım

180 yazıyor: biraz uzunum ama aşırı bir yanım yok?

türk kadınları arasında aşırı uzun kalsam da fransızlar arasında çok normalim mesela.

aşırı uzun

b)biraz uzun.

b biraz uzun diyenler nerede yaşıyor acaba?

cevap c aşırı uzun tabii ki.

b)biraz uzun ama tivitirda gillerprensesi 1.80 boylarinda oldugu icin dalga gecmislerdi meselaaa, bu da böyle bir ornek. Bilemiycem

b

turkiye'ye gore cok asiri uzun

bu sorunun sorulmasına sebep olan müthiş diyaloglar:

"1.80 uzun bi boy değil ki bence. orta boyluyum"

"asdfgdfsd iyi de kız erkek diye bir ayrım yok ki. hayatımda hiç öyle bi ayrıma maruz kalmadım. boy standart bişeydir cinsiyete göre değişmez"

b

aşırı uzun dediğin brienne gibi olur.

c

d: deve.

c

türkiyedeyiz beyler, aşırı uzun.

aşırı uzun. şimdi hafif topuklu giymiş ince belli zarif bi kızı taktın diyelim koluna manken gibi. nası hissedersin? yani ben 1.82 boyundayım ama omuzlar geniş, bacaklar kalın falan. onun yanında kendimi kenan doğulu gibi hissederim. ki 1.82 düşün yani. türkiye ortalamasının 5-10 santim üstü.

aşırı uzun, hele bir de türkse muhtemelen koca popo ve patlıcan kol faktörü vardır ve buna biz halk arasında izbandut diyoruz.

c

ortalamayı 150-155 olarak görürsek. bencede aşırı uzun.

Hala orta boylu oldugunu iddia ediyor. 1.90'lik adamin yaninda pigme gibi kaliyormus. Neyse ben sikildim :))

internetten bir windows indir ve kurduktan sonra etkinleştirmek için laptopun altındaki cdkeyi gir. bu şekilde korsan kullanmış olmazsın. bilgisayarların içindeki windowslarda o markayla ilgili bir sürü ıvır zıvırdan da kurtulmuş olursun.

Şimdi baktım da, CD key dediğin product key ile aynı şey mi oluyor? 33 haneli bir şey.

Windows açılır durumdaysa windows image backup ile son kullandığın haline döndürebilirsin. Ancak windows'a erişimin yoksa söylendiği gibi bilgisayarın ile gelen windows versiyonunu kurup aynı key ile etkinleştirebilirsin.

product key değil. 25 haneli olmalı 5'er 5'er ayrılmış olur birer - işaretiyle

işletim sistemini bulamıyor yüksek ihtimalle. Disk kaynaklı ya da işletim sistemi kaynaklı olabilir. Disk'i başka bir makineye bağlayıp eğer okunabiliyorsa repair permissions ve repair disk yapmak işe yarayabilir.

sağol ned. peki diski başka makineye bağlama yolları nedir? yani laptop'un içini açmadan halledebilir miyim usb'yle falan?

firewire ile yapabilirsin. 800/400 olarak iki türü var. Makinendekine göre ve karşıdakine göre uçları uygun olan kabloyu alırsan kendi cihazını "T" tuşuna basarak açıp, karşı makinede disk olarak görebilirsin.

bir excel seçeneği veya formül bilmiyorum bunun için ama ben filtreleyip silme yoluna giderdim.

edit: yapmadan önce bir yedeğini almakta fayda var

nasıl yapıldığını bilmemekle beraber sanırım bunun ismi vlookup diye geçiyor. belki işine yarar.

şöyle bir formül kullanıyorum,
=EĞER(DÜŞEYARA(E2;B:B;1;0)=E2;"var";"yok")
E2'deki entry i tüm b sütununda arıyor, eğer varsa var yazıyor, yoksa yok yazıyor. sonra da yok olanları filtreliyorum böylece unique entry leri buluyorum. ama bunun daha kolay bir yolu olmalı. mutlaka olmalı!!!

ben sana formülsüz başka yol söyleyeyim ctrl+h yap üst satıra a'yı sileceksen a yaz alt satırı boş bırak tümünü değiştir de a'ların hepsi silinir

yenisahra istasyonu - optimum avm. ya da biraz daha uzak olsa da, palladium avm. (palladium daha iyidir)

Uzak tan kastınız nedir. Ne kadar yürürüm

içerenköy durağında carrefour

optimum +1

palladium cok alakasız diil mi ya yürüncek mesafe değil orası.

acıbadem den nautilus.yürüme mesafesiyle maksimum 10 dk

içerenköy carrefour +1 açık ara en yakın o. En güzeli dersen palladium

15-20dklık yürüme mesafesinde, barbaros mahallesinden necla caddesi, yokuşun sonunda habire yahşi lisesi. liseden yürüyerek 3 dk uzaklıkta zaten, halk caddesi'nin hemen başında.

koordinat olarak : optimum avm 40.988224,29.085828
palladium 40.985098,29.099862

google maps'tan bakın isterseniz.

@fuel oil. yenisahradan direk 8a ya binsin. daha kolay olmaz mı ? metronun çıkışında hemen durak var orda :D

@kreuzberg, o da olur tabi de, hani ben uzaklığın ne kadar olacağını belirtmek için demiştim yürüme mevzusunu :) 3 duraklık mesafe, ben aşırı acelem yoksa binmem mesela : )

@fuel oil, kanka metrodan indikten sonra otobüse öğrenci akbiliyle binersen aktarma ücreti olarak 45 kuruş ödersin, niye yürüyorsun ? değer mi o yola ? :D

4. Levent

okmeydanı

21 senedir nişantaşı :)

küçükyalı

incesu

ona göre..

küçükyalı

kalamış

koşuyolu

Bu ne la herkes istanbullu'mu? yenimahalle

kavacık

içerenköy.

yenişehir/pendik

Tunalı.Ankara.

etiler

Ankara / Çayyolu

Çengelköy

gaziosmanpaşa

100.yıl

ankara / bilkent

www.eset.com

sanırım uzun vadede popup v.s getirmeyecek, crack-serial ile uğraşmadan kullanabileceğin sağlamcı microsoft security essentials var;

windows.microsoft.com

avira antivir de ücretsiz.

ücretsiz olarak comodo'yu öneririm.

Ortalama 45 derecede çalışan kombimiz bize aralık ayı için 275 liraya patladı. Şehir Ankara.

ben tek odayı 24 saat yakıyorum ve 100 tl gelmişti, arada mutfağı yaktığım dönem de 130 geldi.

2 oda yaktım ortalama 45 derece 122 geldi.

ek: 132 m3 yakmışım totalde

ev 3+1 3 tane petek yanıyor.

2+1 ev. her yer yaniyordu. 200 tl geldi.

petek boyutlari da onemli ama istanbul sartlarinda en az 150 lira gelir derim.

200 gelir bence.
biz geçen sene en düşükte sürekli yaktık. min 180 geldi.
bir de bu seneki zamları düşün.

kombinize göre değişir. En düşükte çok az yakar muhtemelen. Çok az dediğim 100-120 arası tahminen.

3+1 evde 50 derece yakıyorum 300 lira gibi bir şeye denk geliyor. ankara. duj, ocak falan dahil.

yatamazlar
ben de geçenlerde tchibodan tava aldım kargocu gittikten sonra bi baktım yamuk çıktı. iade ettim kimse de sen yamultmuş olmayasın demedi.

@neira tchibo'nun internet alışverişlerinde iade politikası çok esnek. tchibo'ya bakarak bence diğerlerini de aynı sınıfa sokmamalısınız.

benim de korkum bu. Teknosa'nın bu kadar kötü olduğunu nasıl bilemedim ona yanıyorum. Her türlü çamuru bekliyorum açıkçası. En kötü tüketici hakem heyeti tabi. Sanırım bir şekilde alırım ama ne kadar zor/kolay olacağını onlar belirleyecek.

teknosadan da hoparlör almıştım ama tizi patlamış geldi. neyse götürdüm değiştirmek için adam da kulak olmadığı için anlayamadı sorunu ama tamire gönderdi sonra tamirden sorun yok diye geri geldi ben de değişim istedim yenisini verdiler
bence sorun çıkmaz yani en kötü ihtimalle iade kabul etmemek için direnirler

pilin ömrü bitmiş olabilir. pili değiştirirsen düzelir.

Bekletmeden koş servise.

dostum şarjı sağlıklı kullanmadığından olabilir. yani bilgisayarı şarj dolduğunda çıkartman, bittiğinde fişe takman gerekiyor. tabi yine de bi ömrü var ama o kadar kısa sürede bu kadar azalmaz.

www.coconut-flavour.com adresinden ufak bir program olan coconut battery uygulamasını indirerek bataryanın olması gereken ve şu anki kapasitesini görebilirsin aha bunun gibi;
www.coconut-flavour.com

net 15-20 bin lira cıksa bi yerden ohh be derim ve fazlasıyla huzurlu yasarım.

içime sinen bir işim olsa.

bedelli askerlik 83ü de kapsarsa

an itibariyle borsadan deli para kazandım, çok mutlu oldum, oh be dedim, maddi manevi.

eve çıkıcam. kirasını öderim de depozito sorun olacak. sonuçta o evin buzdolabını da dolduracağım, ona da para gidecek. depozitoyu ödeyebilecek kadar bi miktar iyi olurdu. bir de tabi ev bulmak var. küçük bişey yeter ya, zaten ben de küçüğüm. ev sahibiyle anlaşsam ve cebimde depozito+100 lira (alışveriş masrafı) olsa, gayet de arkama yaslanır ferdi tayfur-çiçekler açsın dinlerim.

bir yerlerden şöyle bir 5000 tl gelse baya bir oh be derim şahsen.

hiçbir dersten bütünlemeye kalmadığımı öğrenirsem oh be derim ama arkama yaslanmam. yerim, içerim, zıçarım. kısaca eğlenirim.

bizim pazarlama hocasına kamyon çarpsa...

kredi kartı borcum sıfırlanmış olsa

Az önce ayar olduğum müdürün ağzını yüzünü kırayım ama sonuçları olmasın.. (manevi)

"Alın evladım, düğünden sonra bu evde oturun" diye birileri bir ev verse.. "Nerde yaşayacaz biz" derdinden kurtulsam.. Oh be demekle kalmam sanırım, kalkar oynarım..

beni terk eden adam her şeyin bir şaka olduğunu söylese...

15 20 bin gelse bir yerlerden bütün borçları kapatsam kurtulurum her şeyden içim huzur dolar

şöyle birkaç yüz bin tl, tüm maddi sıkıntıları bitirecek. olmadı bir yüz bin. o da mı yok?.. o zaman "ey ölüm gel de şu dertli ömre bir son ver"

fazla abartmanın anlamı yok kredi kartım sıfırlansa +1

en yakın bakkaldan sosis filan, ben öyle yapıyorum.

benim sokakta beslediğim kediler bütün ev yemeklerini yiyorlar. bazen fazla seçeneğim olmadığında yemeğin suyuna ekmek doğrayıp versem bile yiyorlar. yemek suyu da yoksa yoğurt veriyorum bayılıyorlar.
marketten küçük yoğurt alıp kabıyla koyabilirsin önlerine.

yoğurtlu ekmek

ucuz kedi mamalarından az bir miktar çantada taşımak en iyisi.

hazır çorba paketi büyüklüğünde mamalar satılıyor, onlardan alabilirsin, ciğer alabilirsin çok severler, sosis falan makbule geçer eminim

kefir, yoğurt vs yer.
çiğ ciğer ve başka artık etleri verebilirsin.

@yue yemek suyu verirken soğan olmamasına dikkat etmelisin. soğan kedi köpekler için zehirli.

ev veya cep telefonunu öğren. horladıkça ara rahatsız et.

kulak tıkacı ile yatmayı öğrenmekten başka çare yok bence. Bugün horlayan, yarın osuran öbür gün yatak gıcırdatan...ben de aynı durumda olduğumdan iyi biliyorum. Askerliğini yaptın mı? Orda nasıl başa çıkıyordun?

sorun adamda değil sende. adam kendi evinde ve gayet doğal sebeplerden gürültü çıkarıyor. tıkaç, oda değiştirmek yada taşınmak yada katlanmaktan başka çaren yok. şahsen horladığım yada öksürdüğüm için biri duvarı yumruklayıp yada telefonla arayıp beni uyandırsa ağzını burnunu dağıtırım.

Horlamak dogal anliyorum ama oyle bir oksuruk yok, sanki bilerek ve rahatsiz etmek icin yapiyor adam. Evde baska oda secenegim yok. Kulak tikacini sevmem lazim. Ayrica karsilikli agiz burun dagitabiliriz zira benim de kendi evimde uykum bolunuyor. Neyse muhteremler, tesekkurler.

Maalesef doğal yaşam sesleri her ne kadar sizi rahatsız etse de bir şey yapamazsınız, yapmamalısınız da. Çözüm duvarı alçıpanla ya da benzer yalıtıcılarla kaplamak. Aptal müteahhit bizim yatak odasını yan dairenin salonuyla yan yana yapmış. Ben niye komşumla papaz olayım; annesi miyim "saat 12:00'de yatılacak!" diyeyim. İnsan gibi televizyon seyrediyorlar. Ama odanın içinde aynı sesi duyuyoruz. Gittim duvarı kaplattım. Sen rahat ben rahat.

müzikle uyumayı deneyin. açın şöyle hafif enstrumental müzikler, oda içindeki hakim ses o olsun, huzurla uyuyun. o açıkken diğer sesleri duymazsınız bile.

sennheiser cx ii 300 kulaklıklar öldüğü zaman tıkaç görevleri başlıyor bende. performansları bayağı iyi. kulağı çok acıtmıyorlar. tek kötü tarafı eve biri girecek olsa hiçbir şey duymuyorsun. onun haricinde diğer yorumlara katılıyorum, horlama için de pek bir şey yapamazsın herhalde. bende de benzerleri var. tahmin edebiliyorum, sürekli aynı rahatsız edici ses bayağı bayağı çekilmez oluyordur.

Alcipan iyi bir oneri. Kulaklikla yatarim yatmasina ama ev giris kat ve pencereler demirsizken eve girmeye calisanin olmasi ister istemez tedirgin etmiyor degil. Neyse yapacak bir sey yok, maalesef.

nem dedektörüyle suyun biriktiği yeri bulup oradan başlıyorlar kırmaya.
pahalı bir cihaz değil o yüzden çok yüksek fiyat istememeleri gerekli..

Benim bildiğim borunun elverişli olduğu yerlerde kamera ile girebiliyorlar. Bu şekilde tam olarak kaçağın nerede olduğu tespit ediliyor. Hatırladığım kadarıyla sadece tespit etmek için 100 tl gibi bir ücret almışlardı.

Az önce bizim evde kırıp dökmeli yapıldı. Boru değişti, borunun çıkması için yine duvarın kırılması gerekiyordu. 70 TL verdik.

işin ustası gözleriyle bile tespit ediyor.

muhtemelen sifon boru hattı üzerinde bi yerden kaçak vardır.

bilgisayarı kapatırken bataryayı da sökmeyi denesek ?

disk çalışıyor. bilgisayar kapalıyken diskin çalışası saçma. servise götürün bence.

bataryayı sökünce ses gidiyor ama baksanıza uyarıda "bu ışık yanarken kapatmayın" diyor. pili sökmek iyice bozmasın.. ayrıca ben kapanmasını bekleyemem ki her seferinde. amelelik olur yani bu.

bir de bilgisayarı 15:00 gibi bi saatte kapatmıştım. gece 2'de fark ettim bu sesi... bi ariyim iyisi mi :/ başka sorunları da var zaten.

bilgisayar çalışırken mi geliyor yoksa uyku modunda ya da beklerken mi?

uyku modu değil. kapalıydı. hatta ben de acaba deyip açıp kapattım. ama yine çıktı o ses.

terim diye isim olmaz arkadaşım. eşini dinle kır dizini otur. terim terim ben seni fena si...im diye dalga geçerler çocukla.

bosanırsan cocugu anneye verirler. bunu goze alıyorsan bosan.

eşinize katılıyorum.
Terim nedir abi:)
ve harbiden dalga geçilir yani.
bunun örneklerini çok görüyoruz. bırak isimle soyisimle bile dalga geçiliyor.
çocuğa bunu yapma hakkın yok.

Boşan

boşan +1
önemli bir problem.

hatırlıyorum yıllar önce mustafa sandal oğlum olursa adını "yada" koyacağım diye röportaj vermişti. oğluna "yaman" adını verdi. sen de verme kardeş.

kadın haklı

boşanma, eşin haklı. Terim hoş bir isim değil.

aman deyim çocuk hayata 1-0 yenik başlamasın.

Eşine katılıyorum. Kötü bir isim..Yine de ikinci bir isim olabilir diye düşünüyorum. Sınıf başkanlığı v.s ise çok boş bir muabbet olmuş. Sınıf başkanı ya da ondan öte milletvekili olsa ne olur? Statüler bu kadar önemli mi gerçekten?

hahahaha terim nedir deli misin iyi boşamamış daha
daha bi şemsiyene sahip çıkamıyorun çocuğa nasıl sahip çıkacaksın hem

terim diye isim olmaz. bu çocuk nüfus idaresi dahil ismini yazdıracağı bütün kurum ve kuruluşlarda "kerim" olur, hayatı boyunca dünya kadar zorluk çeker. kimse ismini doğru anlamaz.

dalga da geçilir de onu falan geçtim.

bir önceki duyurunda 40 kişi arka arkaya berbat isim dedi, artı eşin de kabul etmiyormuş. hala diretiyorsan boşan bence de. herkes için en hayırlısı.

fatih koy lan, terim ne

çocuk olsam terim adlı çocukla çok pis dalga geçerim ayrıca başkanlık seçiminde oy vermem.

fatihterim koy en iyisi. bitişik.

garanti bankası hoşdere şubesi'nde bi güvenlik görevlisi vardı 7-8 sene önce, adı "karamurat". yaka kartında yazıyordu "karamurat bilmemne" diye. babası nasıl gaza geldiyse artık.

boşanırsan çocuk hayata 1-0 yenik başlar, terim koyarsan 3-0 hükmen mağlup başlar. bence fatih koy, geçinip gidin işte.

Kadin seni bosasin

izin mi istiyosun bir de?

o nası' isim la?! tamam, zevkler-renkler vs. ama höh arkadaş. ahdım olsun, çocuğuna terim ismini verirsen benim çocuğu senin çocuğun üstüne salarım, ismiyle taşak geçtiririm. çocuğuna şimdiden söyle travmalardan travma beğensin. ergenliği sik gibi geçicek.

terim deyince aklına fatih terim gelen büyük bir kitle var, bunu da göz önünde bulundur bence. yani ne kadar iyi olabilir ki terim adı :/

boşanma, bebeye yazık :(

ha ama ille başka bi kadın arıyorum diyorsan da eşine yazık, boşan gitsin :(

karın haklı, terim diye isim mi olur

terim, amına gömerim.
terim, seni sikerim.
terim, gel ağzına vereyim.
terim, dön de götüne gömeyim.

olmaz yani böyle bir isim.

bu yüzden boşanmayı düşünebiliyosan direk boşan zaten uğraştırma kadını.

bir ara ecevit diye isim konulmuştu baya. terim'in de olabilitesi var. boşan.

terim diye isim filan olmaz. bu sebepten boşanmayı düşünüyorsan en kibar tabirle "hööh" derim sana. eşin haklı.

ernesto koy.

yıllar sonra çocuk bu başlığıda sen tarafından açılıp adını da terim koyduğunu bi düşünsene içler acısı halin.

isim çok kötü!

eşin haklı amk. terim ne. hay koyacağın ismi..

yazik cocuga yapma. sirf sen istedin diye cocugun omrunu heba etme. terim si....rim, terim kokuyor gibi dalgalara maruz birakma. cocuklar cok acimasizlar bu konularda unutma.

bence metin ali feyyaz koy. şaka bir yana büyüyünce çok karizmatik bir isim gibi dursa da ergenlikte marjinal bir isim olacağı için çok dalga konusu olur. he sen dersen ki ben oğlana kung fu da öğretecem o zaman buyur. bu sefer de sizin oğlan çok kavgacı diye okul yollarına düşersiniz..

adını söylediğinde herkesin anlamı ne diye soracağını da göz önüne al. bizim sınıfta bir çocuk vardı her hoca çocuğa adının anlamını sorardı. bir yerden sonra biz bile sıkıldık. bir de o çocuk büyüdüğünde fatih terim modası geçmiş olabilir. mesela şimdi adı bechanbauer (nası yazılıyorsa artık) veya prekazi olan bir çocuk ne kadar popüler olabilir ki? mesela tanju ismini bile duyduğumda tüylerim diken diken oluyor benim..:)

-adın niye terim?
+babam fatih terimi çok severmiş de ondan
-fatih terim mi, o kim yaa..

Terim diye isim mi olur?? galiba galatasaraylı olduğunuz için böyle bir şey yapıyorsunuz ama yapmayın. yazık çocuğa be.

terim ne ya kötü isimmiş beğenmedim bende çok dalga konusu olur bencede gel vazgeç bu sevdadan,

isim gerçekten kötü. Değişik olsun diye artık terim ne yahu.. Çocuğunuzu düşünün biraz !!!

cok doğal anne çocuğuna terim isimini vermek istemeyebilir sizin de buna saygı gösterip başka alternatiflere yönelmeniz gerekir ilişkinizi ve zaten 9 ay boyunca bir sürü çileler çekmiş anneyi bu meselelerle yıpratmayın yazık

eşin sana boşanalım demediği için şükret.ne sabırlı insanlar var ya :)hakikaten terim olmaz.efenin yanına başka isim seç.ayrıca hiçbir kadın çocuğunun adına terim konmasına izin vermez,gel sen bizi dinle :)

fenasi terim koy, iki isim moda

çocuklara isim konulurken mutlaka sonuna bey veya hanım ifadesini getirip yüksek sesle söylemek gerekiyor kulağa nasıl geliyor diye. zira bu çocuklar hep kundakta kalmayacak, büyüyüp iş hayatına girecek. deneyelim şimdi sizin durumda; terim bey. kesinlikle hayır oyu kullanıyorum.

derwall ismi de güzel. onu da bi düşün.

lafım eşine, boşansın senden o nasıl isim ya.

böyle bir isim teklif eden eşle bir gün daha evli kalmam. eş dediğin az çok bir genel beğeni, zevk sahibi olur. köylü müsün arkadaşım?

parasi olmayip maca bilet parasi bulan tiplerden bir farkin yok

Terim ne dostum sacmalama. Bosanma sakin halledin aranizda bu meseleyi. Kadin sonuna kadar hakli. Baska isim bulun.

iki isim koyun evet ikincisi de fatih olsun

Plazmadan LED'e gecmek mi?
Plazmada kalmanizi oneririm :D

6 yıl önceki plazma teknolojisi ile şu anki çok farklı. O yüzden geçme geçmeme konusu değil bence. samsung 46es7000'e bakabilirsin. Bütçe belirtmemişsin tabi bir de o var.

yilmazyildirim: hayirdir ustad, neden plazma da kalmayi oneriyorsun? benim de ayni sekilde bi planim var, o yuzden merak ettim.

@yilmazyildirim, uyku semesi gibi ben de merak etmekteyim, nicin Plazma -> LED olmaz?

@ned flanders, tesekkur ederim onerin icin. Butce sorunu yok. Mesafe uygun olmadigi icin 46"'lari arastirmamistim hic. 40'a da dusup, alistigim ekran boyutunun kuculmesine alisamama sorunu olabilir diye degerlendirmedim.

fiyat belirtirseniz

www.istanbulbilisim.com.tr

şurdakilerin hepsi size uygun. plazma ile led arasında %60-70 e varan enerji tüketim farkı var.

bunu denedin mi?;

Simply, (step 1) press and release the power button on the back of the unit with your left hand if you are facing the front of the desktop machine's display. Note: DO NOT HOLD the power button as that will force a shut down of the machine. By doing so, the machine will go to power conservation mode or perhaps sleep mode (again); You will actually hear a subtle sound change like the internal fan actually stops. Then (step 2) press and release (DO NOT HOLD) the power button again. This will wake up the machine and you will see your working screen-saver image(s) appear on your display screen. Now you should be good to go

pram reset ve smc reset diye arat, onlari dene.

öğrenciysen pek kasma az fatura filan getirsin diye. git al bi a sınıfı dolap. zaten dolaplar fazla fatura getirmiyor galiba. satürn'ü filan takip et. ara sıra indirim yapıyorlar. 1000 tl'ye kadar bulursun iyi dolap.

fiyat aralığınız üst segment dolaplar için düşük ancak yinede tek kriteriniz az yakması ve no frost olması ise fazla birşey aramıyorsunuz zaten. O fiyatlara söylendiği gibi teknomarketlerde bulabilirsiniz.

regal aldım ben, az yakıyor. no frost değil ama buz tutmadı kaç aydır.
www.hepsiburada.com

proxy ile test ettin mi? Yüksek ihtimalle servis sağlayıcın engelliyordur.

ttnet aile şeysine gir oradan aile şeyini tekrar yok say sonra modemi resetle tekrar bir dene geçen başıma geldi böyle yaptım düzeldi.

eraser

admin yetkiniz olmayan bir pc üstünde mi silmeye çalışıyorsunuz yoksa kendi pc'niz üzerinde mi işlem yapıyorsunuz?

kendi bilgisayarım üzerinde işlem yapıyorum, windows 7 bu arada

eraser değil unlocker olacak pardon :))

www.emptyloop.com

@ben smyrna eraserla işlem yaptıktan sonra dedin ya çok şükela bi durum :S neyse ben bu yola baş koydum o dosyadan bi şekilde kurtulacağım

biraz uzundur ama sanal olarak linux yükle. sonra silmek istediğin kısmı sanal bilgisayarda paylaşıma ver. linux ile herşeyi silebilirsin. hatta kendini bile.

güvenli modda denedin mi?

değil (başlığı görünce kapadım)

değil..

o albümü çok başarılıydı zaten.

Müslüm'le alakası olmayan insanlar birden Müslüm dinlemeye başlamıştı.

müslüm dinleyen bi insan değilim ama şarkı çok hoş geldi bana abi.

oldukça sıradışı düşünerek ismi nilüfer olan rockçı bir kız arkadaşıma dinletmiştim. müslüm gürses in sesini bile bilmediği için çok güzel ya kimmiş falan dedi cevabı öğrenince yüzünün aldığı ifadeyi anlatamam.
güzel şarkı ama müslüm ismini duyunca olmuyor.

pis olun biraz. yoksa mimkün diil.

özensiz olun, malzemeleri yalapşap savurun tencereye, olur.

tüm sebebi temiz ve özenli olmamızsa onu hallederiz:)..elinde tarif olan yok mu dostlar?

1 su bardağı kırmızı mercimek-yarım bardaktan daha az pirinç-1 baş kuru soğan
1 tatlı kaşığı salça-tereyağı-pulbiber-nane-karabiber-tuz

mercimek ve pirinçleri güzelce yıka.yıkanmış olan mercimek ve pirinçleri 5-6 bardak suyla ocağın üzerine koy ve kaynamaya bırak.
sonra salçayı ilave et yumuşayana kadar pişir.
çorba pişmeye yakın soğanı doğra ve tereyağında kısık ateşte kavr. Kavrulan soğana nane,pulbiber ekle kokusu cıkana kadar çevir
en son olarak tuzu ekle sıcak yağ çorbanın üzerine dök.

amma illaki pis olacan :)

Siteyle aranızdaki bağlantının şifrelenmiş olduğunu gösterir, sitenin güvenli olduğunu garanti etmez.

Sitenin gerçekten güvenli olduğunu da teyid eder bir bakıma. Örneğin hepsiburada.com sayfasını kopyaladılar ve oltalama yaparak seni bu siteye yönlendirdiler..bu sitede ssl sertifikası göremezsin. SSL sertifikası gerçek ıslak imza ile (firma kaşesi v.s) verilen bir sertifikadır ve sadece o firmaya verilir.

SSL sertifikalarını da 2008'den beri kırıyorlar/sahtesini yaratıyorlar.Bunun yanında self-signed sertifikalar da https baglantı gösteriyor(browser'ın uyarılarını kullanıcı es geçerse).

Benim söylediğim tabi milyonda bir ihtimal, ned flanders haklı.

vegan mı vejetaryen mi? bir sürü çeşidi oluyor onların.

www.thekitchn.com
www.veganblogs.com

falafel hacıt..
oktayusta.blogcu.com

soya kıyması kullanabilirsin, fırında patates graten yapabilirsin. mesela şu: magyreuontas.blogspot.gr yunanca ama ingilizceye düzgün çevriliyor translate ile.
sonra pesto soslu makarna yapabilirsin. hatta fırın makarna da yapabilirsin. Fırın yemeklerine aban yani. Tabii vegansa işler zorlaşır, vejetaryen için bunlar.
sebzeli lazanya da olur bak.

ikinci nota göre vejetaryen oluyor. vegan değil.

bu arada artan yemeklere talibim :/

yapımı kolay olan bişeyler olması tercihim :)

güzel bir mantar sote, hellimli salata, pilav ve tatlı olabilir

punkmutfak.blogspot.com

olabilir

teorik olarak 2-7 katmanları arasındaki paketler izlenebilir. Ancak istihbarat birimlerinin bu kadar detaya girip giremeyeceğini bilemeyiz. İstihbarat kurulusları ISP lere ait backbone routerlarindan geçen trafiğin tümünü bu cihaza bas şeklinde taleple gelebiliyor.

Encryption falan kar etmiyor yani. Ornegin ben Cin'de bir ISP isem kullanicinin gonderdigi datayi (nereye, ne boyutta gonderdiginden ziyade ne gonderdiginden bahsediyorum) benden gizlemek gibi bir sansi yok. Dogru mu anliyorum? Peki bu durumda hala nasil guvenli sifreleme algoritmalarindan bahsedebiliyoruz?

açıkçası vpn içini dinleme olayını yapacaklarını sanmıyorum..sadece teorik olarak mümkün gibi görünüyor..belirttiğim gibi bunu pratikte denemedim. Deneyip bakmak gerekir..

encryption gayet de kar ediyor. içeriğini okuyamaz. öyle bir teknoloji yok.

oynanır, özet: real time strategy

rts olduğunu biliyorum ikisinin de, senaryo olarak demiştim.

ilk oyunda kerrigan travesti oluyo

bence ilk oyunu oynayarak gitmen daha mantıklı. Zaten portable versiyonları bile dolaşıyor. İndir şöyle bir bak 1-2 gün sonra diğerine daha rahat geçersin. Mantık aynı zaten.

oynanır. orjinal alırsan en kötü kutusunda tüm hikayeyi anlatan kitapçık var onu okursun.

ben olsam oynamazdım. her blizzard oyununda olduğu gibi starcraft'ta da senaryo büyük önem teşkil ediyor. hani oynuyorsam zaten çoğunlukla senaryosu için oynuyorum.

vpn ya da mpls vpn ile olabilir gibi geldi bana..hiç denemedim ama..

bu şekilde vpn ile yapamayız malesef. bize ekstra baglantı maliyeti yüklemeyecek bir çözüm lazım. ayrıca vpn olduğu zaman gene internete çıkmak için bir ucuna router kurmak gerekecek.

ben vakti zamanında Vınn ile 3G ile nete bağlanıp
static ip si olan bir bilgisayara (örneğin TTnet, ulaknet vs) paket gönderebilmiştim hem de karşılıklı olarak

burda kilit nokta statik ip olmak zorunda

kullandığım program jperf idi.

paket göndermekte sorun yok zaten. alıcı taraf çok basit bi cihaz olduğundan tcp/ip ile baş edemez. server gibi çalışamaz bu yüzden udp kullanmak istiyorum.

boyle dummy bir cihaz icin degil maalesef. yani 3g kullanmanizin nedenini baska bir baglanti/hat alternatifi olmadigi icin sectiginizi varsayiyorum boyle bir durumda haberlesemez.

turkcell ipv4 problemi/kitligi yuzunden, iceriden kendi pool'undan ip verip disari farkli olarak nat'liyor. zaten burada problem tcp/ip veya udp değil. IPv4 Protokolünün gereksinimlerini sağlayamıyor olmanız.

kasadan bip sesi geliyor mu? geliyorsa bios seslerinin açıklamalarından problemin nerede olduğunu anlayabilirsiniz. ekran kartından ise;

biiiiip bi bi bip diye bir ses gelir.

anakartın ekran çıkışına bağlamayı denedinmi monitörü?

Bilgisayar yazmisim notebook olacak. Ve hic bir ses gelmiyor notebooktan. Yani her zamanki sesler bir degisiklik yok?

ekrana görüntü gelmemesi ekran kartıyla alakalı değildir sadece. ram bozulunca da ekrana görüntü gelmez, işlemci bozulunca da gelmez. ne olacağını kestiremeyiz bu şekilde. açıp içini bakmak lazım. garantisi devam ediyordur umarım.

garantisi bitti malesef zaten bende Ankarada bir onarim merkezi ariyorum bu isi ucuza halledebilecegim

ekran kartı olma ihtimali yüksek gibi geldi bana..çizik çizik görüntü genelde ekran kartı problemlerinde yaşanıyor. Eğer diğer parçaların sağlamlığına kanaat getirirseniz ekran kartını 200c fırına atıp 8 dk beklemeyi deneyebilirsiniz..(ciddiyim)

ned flanders+++

iki defa laptop'imin ekran karti gitti, ikisinde de firinladim ve halen kullaniyorum.

neden direkt olarak geçmiyorsun? Eğer intel işlemci ise lion kurabilmen lazım mantıken?

eğer geçebiliyorsan direk mountain lion...lion güzel ancak mountain çok daha performanslı..

değmez almayın
youtu.be

distribitörler getirdiğinde fiyat ipad 2'ye göre oldukça avantajlı olacak. Ocak ortası/sonuna kadar beklemeniz gerekiyor yalnız.

yok abicim bu değil. Bildiğin atari oyunları oynatılıyodu hugo ayrı.

O programı ben de hatırlıyorum. Hatta oyun tanıtımları yapıyorlardı sanki bi de. Ama ismi yok işte...

atv'de bir program hatirliyorum, o da suymus: (git: 180130)

eliminator hocam hay yaşa!

gitmez.tiksinirim

kusucam. kıllı örümcek. hayır.

gitmez, tıpkı diğer uydurma örneklerdeki gibi.

gayet tiksindirici. ama uydurulan kelimeler değil, zihniyeti.

gitmez. kıl ve tüy farklı şeyler zaten..

şeftaliye göre değişir

tüylü şeftali diye bir kullanımı hiç duymadım..tüysüz şeftali vardır..bildiğimiz şeftali zaten tüylü olur..

ekran 11" diyor yani ufacık. 1000 lirayı o kadar ufak bir makineye vermek anlamsız bence. ama ben oturmam, hep dolaşırım diyorsanız mecbur ufak bişey alacaksınız bunun gibi.

ekranın ufak olması işime yarayacak diyebilirim. eşek ölüsü dolaştırmak istemiyorum yanımda.

vaio sağlamdır bozulmaz. her kuruşun hakkını verir. bataryası kısa ömürlü oluyor bi tek. bunu alıp 6 ay sonra kablo ile dolaşacağına eşek ölüsü alıp 2-3 sene akşamları şarj edip gündüzleri taşırsın.

vaio nun pek çok modelinde ısınma sorunu olabiliyor. bu nedenle alacağın seri konusunda forumlarda (özellikle ingilizce forumlarda) arama yapsan iyi olabilir. ayrıca ufak ekran konusunda 13,1 inch leri öneririm. abd den getirtebilirsen 700 usd civarında güzel modeller var asus ve toshibanın. 500-600 usd ye alacağın (tr de) modellerde netbooklardan hızlı olur.

güzel bir ürün ancak amd donanım biraz sıkıntılı. Aynısının intel modeli olsa süper olurdu. Fiyatı güzel..

Doktorun verdiği ilaçlar ömür boyu kullanılmaz ki. Eğer midenizde bir yara falan var ise ilaç tedavisiyle kurtulursunuz. Kurtulunca da ilacı bırakırsınız. Ama illa ben doktora gitmem derseniz sabah kalkıp bir dilim limon yiyin. Belki faydası olur.

bende stresten oluyordu o. her gece ailevi sorunları, baskı altında olduğumu falan düşünür öyle uyurdum, uyanınca da midem bulanırdı. sonra bu mide bulantıları o kadar sık oldu ki, doğal gelmeye başladı. heyecanlanınca, stres altında olunca, bunalınca falan hep midem bulandı, hatta direkt kustum.

psikoloğa da gitmiştim ama hafif bi ağrı kesici dışında bişi vermemişti. her sabah düzenli olarak içmemi söylemişti. placebo mu yapmaya çalıştı nedir.

neyse, ben lise 3'e geçtim falan, geçti bu kendiliğinden. özgüvenle alakalıydı biraz sanırım. orta 1 - lise 3 arasıydı bu dönem yani. biraz tek başıma yaşamaya, birey olduğumu hissetmeye çalıştım, biraz da vücuduma uyandığımı hissettirmek adına rutin şeyler yapmaya başladım sabahları. mesela bi fincan çay içmeden güne başlamıyorum, onun gibi.

ha siz muhtemelen yaşı 20'yi aşkın bi adamsınız, "ne diyosun olm" diyebilirsiniz de hani var böyle bişey. bir yerde de okuduğumu hatırlıyorum stresin uyanınca mide bulantısına yol açtığını.

öncelikle bu hep böyle miydi kendini bildin bileli; yoksa bir sıkıntın derdin mi var? sonrasında ise verebileceğim tavsiye dik yatman olacak. yani tam 90 derece değil tabii ama hastanede hastaları yatırırlar ya öyle. başının altına 2 yastık al. mideni rahatlatacağına inanıyorum.. geçmiş olsun.

(bkz: göbek kaçması)

çok uzun seneler aynı problemi yaşamış biri olarak fizyolojik bir rahatsız olabileceği gibi tamamen hassas bir sindirim sistemine sahip olmandan kaynaklanıyor olabilir. Mesela ben uykumu iyi alıp sabah hafif tuzlu birşeyler yediğimde çok iyi gelirdi. Ayrıca stres çok önemli bir faktör. Mesela iş ya da okul günleri erken kalkmanla haftasonu erken kalkman aynı etkiyi yaratıyor mu? Bunu bir inceleyebilirsin. Geçmiş olsun.

mide işleri hakikaten de strese, hatta endişeden çok sinire bağlı oluyor. gece yatmadan çok yemeyiniz.

muzlu süt.

aynından kaynımda da (kardeşimde) var.

aslında benim bildiğim stres-sıkıntı durumları ortadan kalkınca geçiyor. onun haricinde de ilaçlar işe yarıyor.

asitli içecek, abur cuburu, fazla yağlı, soslu şeyleri hayatınızdan çıkarıp, haşlama usulu sebzelere dünülmesi iyi gelebilir. bir de yogayı da tavsiye ederim, bedenenizi iyi anlamak, dinlemek açısından..

doktorun verdigi ilaci hayatim boyunca kullanamam diyorsun da bizim önerdigimizi mi kullanacaksin hayatin boyunca.

nane limon hep iyi gelir bana mide bulantisinda.

VMware Fusion üzerine Windows kur, oradan yap dosya transferini. Biraz amele bir çözüm ama en ucuzu o :)

iyi hoş diyorsun da "roket adam" dediğin uygulamanın versiyon 5 i 50 euro uygun yazılım olarak linkte gösterilen tuxera nın fiyatı ise 25 euro, tuxera mantıklı gelmeye başladı bende.

1-) harddiskine bir partition aç, fat32 uzantılı olsun, bu sayede hem windowstan dosya atabilir, hem de mac ten erişebilirsin. ama boyutu 4gb dan büyük dosya kuramazsın.

2-) ya da virtualbox kur, üstüne sanallaştırma ile windows kur, oradan eriş.

not olarak söyleyeyim, mac ortamları için kırık program olayı daha basit, illa uygulama dersen son çare kırık da bulabilirsin belki

Macfuse

macfuse ya da paragon..ikisi de yapiyor.

NTFS-3G işini görür:

macntfs-3g.blogspot.de
macinformers.com

mahallede tesisatci yok mu abicim? 20-30 tl gibi bi rakama kalici olarak cozerler bu isi.
simdi sana conta, valf, kapagin oturmamasi felan gibi dunya masal anlatir burdaki arkadaslar.. sen hic ugrasma dogru tesisatciyla sorunu 10 dakika icinde coz.

nasıl sifon o? bizimkindede var aynı sorun ben üstündeki taşı az kaldırıyordum duruyordu. ama o biraz sakıncalıymış o basma düğmesine basmıcaksın da hafif tokat atar gibi yapıcaksın o zaman duruyor.

mekanizmayı aç bir bak. Atom parçalamayacaksın. Çözemezsen tesisatçı çağır.

Rezervuara su dolduran borunun ucunda çeşme yok mu? Onu kapatıp, açarsınız.
Borulara da bir şey olmaz.

Aynı anda kullanamazsın ancak seçimli olarka kullanabilirsin. Örneğin şu anda cep telefonu ile bağlan dersin bağlanır adsl dersin bağlanır ancak cep telefonu ile girdiğin internet seni ancak sinir eder.

ikisini de aynı anda kullanabilirsin. Ancak bilgisayarını bir router gibi konfigure etmen gerekir. Elle tek tek route yazmak ya da sanal bir bilgisayar yaratıp cep telefonu bağlantını ona atamak mantıklı olabilir. Eğer bu anlattıklarım hiç birşey ifade etmiyorsa vazgeç:)

metro-metrobüs-metro

hangi durakta inicem metro'dan?

kartal kadıköy metrosundan ünalan, karşı tarafta ise 4 levent

görüntüyü network ile taşımak zorunda mısınız? Sadece görüntü kablosu olsa sadece monitor ile mümkündü ancak network işin içine girdiğinden ufak işletim sistemli bir kutu olması gerekir tahminen. Güvenlik işi yapan elemanlara sormak lazım. İstanbuldaysanız karaköyde adım başı var.

IP kamera sistemi mi? NVR (network video recorder) alman lazım senin öyleyse.

daha basit bir şey lazım bana, network ile görüntü almak istiyorum.

hocam bahsettigin gibiyse ortam bence küflü seyler birak hep.

Altı üstü bir tatlı ya.

Abartma bu kadar, çaycının ne düşündüğünü kim önemsiyor.

aynı tatlıdan bir tane daha al dolaba koy. üstünede al tatlı zıkkımlanırsın yaz :))

haklı olan sensin, her zamanki tavrın nasılsa, aynı kıvamda devam et..

Üzerine adını yazdıysan, bu benim kimse almasın demektir ve bizim ofiste olsaydın sana gıcık olurdum. Pinti damgası yemiş olman bu açıdan normal. Ortak buzdolabına konan her şey benim gözümde ortaktır. Alan kişinin haber vermesi gerekirdi, o açıdan haklısın ama tutup da herkese benim tatlımı yemişler diye vıkvıklanılmaz.

belki o kendisi yedi, şimdi baskın çıkmaya çalışıyor.
sonuçta ne derse dersin, 1 liralık çikolata bile olsa, sana ait olan bişeyin, senden habersiz alınması saygısızlık ve hatta hırsızlıktır. o anda görünce çok canı çekmiş dayanamayıp almış olsa bile, sana haber vermesi hatta muadil bişeyi vermesi en azından borcum olsun demesi gerekirdi.

hocam ben bu ofis ortamlarına ilk girdiğim de neredeyse böyle bir hata yapacaktım.
dolapta bir tane taze sıkılmış meyve suyu vardı. üstünde de kime ait olduğu yazıyormuş. ama ben hiç dikkat etmedim. dolap ortak ya, her istediğimi alabildiğim için onu da aldım. bu başkasının olabilir gibi bir düşünce gelmedi hiç aklıma.
herneyse aldım bunu masama götürdüm. tam açacağım, kapağı zorluyorum işte bir anda üstündeki yazıyı fark ettim. ohannes deyip geri götürdüm.
belki de kapak zorlanmasa, farkında olmadan götürecektim başkasının malını.
demem o ki, olabilir böyle şeyler. çok abartmamak lazım. insanız sonuçta

tatlıyı oraya koyman adını yazman falan tuhaf bir davranış bence, alakasız zamanda alakasız birisi alıp yiyebilir, yemese bile canı isteyebilir. sadece bir tatlı o an yemediğin için zaten bayatlayacak, ben olsam isteyen yesin diye dolaba koyardım sorun olmazdı lafını etmeye utanırdım açıkcası.
tabi bu demek değil ki o kişinin yaptığı doğru yaptığı şey sinir bozucu evet.

ortak yere konan herşey ortaktır mantığı nedir abi? Ortak otoparka konulan arabanın çalınması felan normal bu durumda? Benim anlatmak istediğimi çoğu kişi anlamamış. Ben yapılan saygısızlığa ve akabinde parasal boyutuna dikkat çekilmesine takıldım. Bir tatlıyı kafaya takacak kadar manyaklaşmadım henüz..

Buzdolabı ortak kullanım alanı algısı çok yanlış.
Ne demek içinde ne varsa ortaktır?
Ben diyet tatlı alıcam oraya koyucam, "burası ortak alan" deyip biri götürecek? Kafalar iyi galiba?
Askılar da ortak alan o zaman, beğendiğimiz montu hırkayı giyip gidelim her gün.. Breh breh..

madem olaya tatlı değil para açısından yaklaşmışlar...
dolaba tatlı değil, tatlı parası bırak.

oharey
sanki herkese buzdolabı veriyolarda ortak olana koyunca herkes kullanabilirmiş
haklısın bu sefer komşu
ama ipleme uzatma, ye tatlıyı geç, kafana takma
-Homer

araba ve tatlı örneği çok alakasız malum. benim demek istediğim bu tarz şeyler pek hoş karşılanmıyor ya da önem verilmiyor bu toplumda çünkü herkes fazlasıyla paylaşmaya alışık. arkanızdan bu böyle yapıyor bak bu cimri bile derler. alışkanlıkları değiştirmek zordur. tek sorun tatlıyı yiyen kişinin ben yedim ama sorun olur mu şeklinde, bir açıklamayla beraber durumu size anlatmaması.

buzdolabına konulan ıvır zıvırların herkes üstüne birşey yazıyor. Bu genel bir uygulama. Önemli olan insanın güvenerek birşeyi oraya bırakamayacak olması. Evet onun canı istedi yedi afiyet olsun..ancak benim de bugün canım istemişti o nasıl olacak? Ben de daha önce ortak bir yerden bir ürün alıp sahibine haber vermiştim. Ve akabinde yerine koymuştum. Bence olması gereken budur. Demekki ben birşey söylemeseydim hiçbirşey söylemeyecekti.Ayrıca üzerine al tatlın orda ye sus tadında yorum yapılması çok ağrıma gitti anlatmak istediğim bu.

dolabı tatlıyla doldururdum.ve isteyenin alıp ordan yemesini söylerdim.

ofiste çalışan sayısı azsa herkes için tatlılar alır, üstlerine isimlerini yazar dolaba koyardım. alan kimse utanırdı.

demekki çaycınızla aynı şekilde algılamıyorsunuz olayı siz isminizin yazıldığı şeyin sorulmadan alınmasını saygısızlık olarak görüyorsunuz fakat o bunu cimrilik, malını sakınmak olarak algılıyor bunu kolay değiştiremezsiniz yapabileceğiniz bir şey yok hayatınıza devam etmekten başka, o tatlıyı da canı isteyen yesin diyerek hatta belki üzerine yazarak dolapta bırakabilirsiniz böylece tatlısında olmadığınız belki anlaşılır.

her şey bir yana:

"ortak dolaba konan her şey ortaktır"

böyle bir şey asla olamaz.

fantezi dünyasında çareler çözümler etik utandırmalar didaktik hareketler bitmez ama gerçek hayat farklı. wc'nin sifonunu çekmeyen (aynen s.çtığı gibi bırakan...) insanlardan dolayı çıkan tartışma, mesela bunu bile 3 ayrı yerden duydum. gerçek hayata bakalım:

1. herkese tatlı koy falan filan, kimse utanmaz oturur bir de yerler bir de sana "eee bir tatlı için mızmızmanlandı da bak kendisi utandı" derler.

2. bizim millet böyle şeylerden anlamaz. sen "tatlımı kim yedi ben malında değilim yapılan hata" desen de herkesin diyeceği "yaa bir tatlı için ağladı" gibisinden bir şey olacak.

3. toplu yaşamda en mal en salak en gerizekalı adama göre hareket edeceksin. işyerinizdeki şartları bilemem ama dolaba böyle şey koyma işte. olacak olan budur.

4. ben olsam sesimi çıkarmazdım bir daha da koymazdım oraya bir şey.

5. askerde yatılı okulda vs vs buna benzer çok şey gördüm. askerde ben kola koymuştum dolaba. falanca komutan kola istemiş emir eri bulamamış dolaptaki ---kolanın benim olduğu kendisine söylenmesine rağmen--- kendi komutanından korkup almış. sonra ben öğrendim durumu çocuk hem benden hem kendi komutanından sopa yedi. tüm gün çocuklara kola ısmarlayan ben dolaptan 1 kutu kolasını kaptıran yine ben. belki o bana hediye belki tenekeye bir şey yazdım belki kola içme hastasıyım vs vs sen nasıl başkasının malını dolaptan alırsın diye yedi bu sopayı. ağladı falan. ha nedir sonuç ne? hata yine bende. bölüğün dolabına bir şey koyarsan olacağı bu.

şu an gittiğim spor salonu mesela, tek kat 200 metrekare bir yer. salon sahibi dolaba uzum koymus. adam da tum gun orada ha. nasıl olduysa diyor uzumun yarısı buhar oldu. adam spor yaparken gıtmıs yemıs. dedım hata sende. koyma. kendı salonunda kendı gozu onunde kaptırdı. neyse böyle işte. ben kendı abımın ablamın evınden dolaptan bır sey cart dıye almam yemem ne olur ne olmaz sorarım.

6. ha nedir şu olur: (bu önemli*****)

adam cok canı cekmıstır sekerı dusmustur delırmıstır tatlıyı yer ama sana da not bırakır dolaba veya masana:

"ned flanders tatlını yedim kusura bakma yarın ısmarlarım" der. ha tamam.

bu yok ama.

o zaman bu yürümek falan değil net hırsızlık. kimse kusura bakmasın böyle.

yani sonucun da sonucu:

1. koymayacaktın.

2. kaptırırsan da sesını cıkarmayacaktın. yok 1 tatlı ıcın mızmanlandı yok o ona soyledı o gıttı yedı ama esas bu yemedı ot bok bıtmez geyık.

Büyük ihtimalle kendisi yemiştir. Ama mal olduğu için üste çıkmak için herkese senin pinti olduğunu yaymıştır. Ama tatlı mevzuunu kapatın artık. Konuşmak aleyhinize çalışır böyle durumlarda.

yarın iki tane tatlı al, birine kendi ismini yaz, birine de ortak fln yaz... baktım birilerinin canı çekiyo, kendikimden olmiim dedim en azından, afiyet olsun kim yerse dersin... zaten yeterince maraz çıkarttığın için bir daha yapmazlar muhtemelen, senin de adın pintilikten çıkar, kapiş?

Ben olsam bişey yapmam ama haklısınız. Ev arkadaşlığı filan söz konusu olduğunda dolaptaki şeylere isim yazmak aşırı tuhaf geliyor bana ama ofisteki buzdolabına konan herşey ortaktır diyenler de düpedüz saçmalamış. Bir kap tatlı kaç kişi için ortak olabilir? İmkansız. Ortak olacaksa herşey, anca herşeyden (ofisiniz kaç kişiyse) 20 porsiyon filan almanız lazım. 20 kişilik ofiste 1 kap tatlının ortak olması demek, ilk görenin götürmesi demektir anca. Onda da ortaklık, paylaşmak filan gibi güzel kavramlardan söz edilemez.

buzdolabının ortak olması, içindekilerin de ortak olduğu manasına gelmez. herkes kendi dolabını getiremeyeceği için bir tane ortak kullanılır.

uluslararası bir organizasyona yeni başlamıştım. brifing odasında ufak bir soğutucu vardı, şu sandık gibi olanlarından, içinde de bir tane açılmamış votka şişesi vardı. haftalarca orada durdu kimse almadı. bizden öncekilerin bıraktığına kanaat getirince içtik gitti. orada aylarca bulundum. oraya ne konulursa konulsun sahibinden başkası almazdı. üstünü isim yazan da olmadı.

ben olsam kimseye söylemezdim. alan kişi anlayışlı olsa onu oradan almazdı zaten ama dolabın kapısına "bu dolabın içindekiler ortak değildir. kendi koyduğunuzdan başkasını almayınız" gibi bir şey yazıp asardım.

www.portacmak.com

denedim ne yazıkki olmadı verdiğin linki.

hatta baya bi beğendim türkçe ve oldukça ayrıntılı hazırlanmış :)

1- portacmak.com adım adım güzel bir kaynak. muhtemelen girmişsindir.
2- private tracker kullanırsan hız ciddi oranda artıyor.

istersen arena-tr davetiyesi gönderebilirim.

private tracker kullanıyorum onlarda da aynı sorun var.
sorun seederlar değil, benim evime gelen internet ip'si üzerinden torrent portlarımı bloklamışlar (nasıl yaptılarsa artık)

değiştiriyorumda utorrentin içerisinden, modemede ekliyorum çözülemedim sorunum

seedbox ile yapicam heralde napiyim

torrent bağlantısı yeşil ok olmuyorsa dediğin gibi yönlendirme problemi olabilir. Adamlar protokol bazında backbone tarafından engelledilerse sen istediğini yap düzgün bağlantı sağlayamazsın. Bunu öğrenmen lazım önce ne çeşit bir engelleme sözkonusu acep?

nasıl öğrenebilirimki acaba?
Utorentteki menüde sağ alttaki ok yeşil (ok) işareti var

yeşil ok varsa port yönlendirme sorunu değildir. Farkli bir problem var bence. port açma ile uğraşma. Şuradan da emin olabilirsin portun düzgün yönlenip yönlenmediğinden;

broadband.mpi-sws.org

problem sende değil.

bende de aynı problem var. donanımhaberde de birkaç kişi bundan rahatsız. sanırım superonline torrentleri sikertti.

sakın alttan alma, bu onların hatası. öyle en ufak hediyeye de tav olacak izlenimi yaratma. bırak zorlanan onlar olsun, sen haklısın bu konuda.

cismin kıl olup olmamasının önemi yok; yabancı madde mi, yabancı madde. her türlü haklısın, alttan alma işini unut.

bence o hamamböceği bacağı

pazarlik gucunu kullanmayi boyle boyle ogreneceksin.. zorlaya bildigin kadar zorla seni ikna etmeye calisacaklardir.

ayrica sirket imajina gelecek zarari da ciddi anlamda dusunuyorlardir. bence guzel bi anlasma cikabilir yeterince zorlarsan ve usulune uygun talep edebilirsen.

haksiz olan onlar ve yaptiklari hatanin bir bedeli var.. zorla yada anlasarak.

cipsin kıllı tarafının yarısını bana yolla da ben de nasipleniym, dostum.

sonunda beklediğinizin ne olduğuna göre değişir. Eğer maddi amaçlarla yaklaşıyorsanız başka, etik değerlerle yaklaşıyorsanız başka davranmalısınız. Zira gerçekten üretimle ilgili bir sorunsa maddi şeylerle kandırmaya calisacaklardır. Etik olarak bakan adam hediye kabul etmez sonuna kadar götürür..sonucunda babayı almak olsa bile.

bu resmi facebook sayfalarında son gönderilerinden birinin altında paylaş ve şikayetini dile getir. telefona göre daha hızlı sonuç alırsın.

bende 7000 var. sorun yaşamadım şu zamana kadar. Üstündeki firmware nedir?